Kategori: Makaleler

Gün Aşırı Yapmak Ne Demek? Zaman, Bilinç ve Felsefi Ritim Üzerine Bir filozofun gözünden “gün aşırı yapmak” ifadesi yalnızca pratik bir düzeni değil, insanın zamanla kurduğu ilişkinin derinliğini de temsil eder. Yani mesele, bir eylemin iki günde bir tekrarlanması değildir; mesele, insanın süreklilik ve aralık arasında kurduğu felsefi dengeyi nasıl yorumladığıdır. Her tekrar bir unutuş, her ara bir farkındalıktır. Gün aşırı yapmak, insanın kendini zamanın ritmine bırakmadan, zamanla bilinçli bir diyalog kurma biçimidir. Etik Perspektif: Süreklilik ve Ölçülülüğün Ahlakı Etik düzlemde bakıldığında “gün aşırı yapmak”, aşırılıktan kaçınmanın bir biçimidir. Bir şeyi her gün yapmak, tutkuyu yüceltebilir ama zamanla o eylemi…

Google Güvenli Arama Ayarları: Dijital Dünyada Kültürel Algılar ve Kimlikler Üzerine Bir Bakış Farklı Kültürlerde Dijital Yansımalara Yolculuk Herkesin kendine ait bir dünyası vardır, kültürel bağlamları ve kimlikleri şekillendiren, birer ritüel haline gelen davranışlar da bu dünyaların içine sızar. Antropologlar için dünya, kültürlerin birbirinden farklı ritüelleriyle şekillenen bir dizi sembol, değer ve normdan ibarettir. Bu ritüeller yalnızca yüzeyde değil, dijital dünyada da kendini gösterir. Kültürlerin çeşitliliğini anlamak, dijitalleşen dünyamızda yeni kimliklerin ortaya çıkışını gözlemlemek için eşsiz bir fırsat sunuyor. Google Güvenli Arama ayarları, dijital ortamda kültürel normların nasıl yansıdığına dair önemli bir örnek sunar. İnternetin, toplumların bilgiye ulaşma biçimlerini nasıl…

Dünyadaki İlk Film ve İktidarın Görsel Temsili: Toplumsal Düzen ve Güç İlişkileri Üzerine Bir İnceleme Siyaset bilimci, toplumsal düzen ve güç ilişkilerini anlamaya çalışan bir birey olarak, iktidarın farklı biçimlerinin insanların yaşamlarına nasıl sirayet ettiğini gözlemlemek her zaman önemlidir. Sinema, bu bağlamda sadece bir eğlence aracı olmanın ötesinde, toplumların iktidar yapılarını, ideolojik çatışmalarını ve bireylerin toplumsal rollerini yeniden inşa ettiği bir platform olmuştur. Peki, dünyadaki ilk film bu dönüşümü nasıl başlattı? Sinema, sadece görsel bir deneyim sunmakla kalmayıp, aynı zamanda güç dinamiklerini, toplumsal normları ve devletin ideolojik egemenliğini anlamamıza nasıl yardımcı olur? Filmler, toplumsal düzeni yansıtan ve aynı zamanda şekillendiren…

Kapaklı–Çorlu Arası Kaç? Mesafeyi Metreye Sığdırmaya Çalışan Zihniyete Eleştirel Bir Bakış Pratik cevap isteyenlere: Kapaklı merkez ile Çorlu merkez arası karayolunda tipik güzergâhlara göre yaklaşık 18–25 km; trafik ve saat aralığına bağlı olarak 20–40 dakika. Ama mesele sadece bu kadar mı? “Kaç kilometre?” Diye Sorup Asıl Sorunu Iskalamak “Kapaklı Çorlu arası kaç?” sorusu masum görünebilir; ama aslında tek bir rakamın arkasına sığınıp koca bir deneyimi görmezden geliyoruz. Neyi ölçüyoruz: ilçe merkezinden merkeze mi, organize sanayi bölgesinden (OSB) kavşağa mı, Karaağaç’tan Çorlu Devlet Hastanesi’ne mi? Çıkış ve varış noktası değişince rakam da anlam da değişir. Bir de saat faktörü var: vardiya…

Kantaron Çayı Ödem Atar mı? Bir Fincan Çayın Ardındaki Şifa Hikâyesi Bir sonbahar akşamı, yağmurun huzur veren sesi pencereden içeri süzülürken, Ayşe ve Murat mutfağın küçük masasının etrafında oturmuşlardı. Ayşe’nin gözlerinde hafif bir yorgunluk vardı. Günlerdir yüzü ve elleri şişiyor, aynaya baktığında kendini tanıyamıyordu. “Belki de fazla tuz tüketiyorum,” diye düşündü. Murat ise çözüm odaklı bir tavırla hemen araştırmaya girişmişti. “Su tutulumunu azaltmak için doğal yollar var,” dedi, laptop ekranına göz gezdirirken. İşte o anda karşılarına çıkan küçük bir başlık, hayatlarına beklenmedik bir dokunuş yaptı: Kantaron çayı ile ödem atmak mümkün mü? — Doğanın Gizli Kahramanı: Kantaron Çayı Şifalı Bir…

Tip 1 Şeker Hastalığı Kimlerde Görülür? Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir Analiz Güç ilişkilerinin toplumsal düzeni nasıl şekillendirdiğini anlamak, yalnızca siyaset biliminin değil, aynı zamanda bireysel yaşamlarımızın da merkezinde yer alır. Tip 1 şeker hastalığı üzerine düşünmek de benzer bir zihinsel yolculuk gerektirir: Bedenin kendi kendine saldırması, bir anlamda iktidarın yurttaşına karşı yabancılaşması gibidir. Böylesi bir hastalığı yalnızca tıbbi bir olgu olarak değil, iktidar, kurumlar, ideoloji ve vatandaşlık bağlamında okuduğumuzda, sağlık ile siyaset arasındaki derin benzerlikleri daha iyi kavrayabiliriz. İktidarın Bedenle İmtihanı Tip 1 diyabet, bağışıklık sisteminin pankreas hücrelerine saldırması sonucu ortaya çıkar. Bu biyolojik süreç, siyasal düzenin de kırılganlığını hatırlatır.…

Benim derdim şu: “kamusal seçiş” (ya da daha bilinen adıyla kamusal tercih teorisi) siyaseti romantikleştiren herkesi rahatsız etmeli. Çünkü bu yaklaşım, politikacıları, bürokratları ve seçmenleri birer melek değil, çıkarı olan, bilgiye sınırlı erişen ve teşviklere duyarlı insanlar olarak ele alır. Evet, kulağa soğuk geliyor. Ama soğuk gerçeklik bazen en iyi panzehirdir. Yine de bu gerçeklik, yanlış okunduğunda tehlikeli bir ideolojiye de dönüşebilir: “Devlet zaten hep rant dağıtır, o hâlde küçültelim gitsin.” Hayır—mesele bu kadar basit değil. Kamusal seçiş, bizi uyarır: Siyasetin içindeki rasyonel bencillik varsayımı faydalıdır; ama onu mutlak doğruya yükseltirseniz kamu yararı için gerekli kurumları da hoyratça budarsınız. Kamusal…

Kamil Koç Aslen Nereli? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Yolculuk Köklerden Yolculuğa: Bir Hikâyenin Başlangıcı Bazen bir markanın, bir ismin ya da bir yolculuğun ardında yalnızca ekonomik ya da ticari bir hikâye değil, bir toplumun ruhuna dokunan çok daha derin bir anlatı gizlidir. “Kamil Koç aslen nereli?” sorusu, yalnızca bir kişinin doğduğu yerin peşine düşmek değildir aslında; bu, bir kültürün, bir dönemin ve toplumsal değerlerin izini sürmektir. Bugün bu soruya toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet eksenlerinden bakmak, bizi hem geçmişle hem de bugünün toplumsal aynasıyla yüzleştiriyor. Kamil Koç’un Kökeni ve Bir Markanın Toplumsal Dönüşümü Kamil Koç,…

Oğul Balı Ne Anlama Gelir? Antropolojik Bir Bakış Açısı Kültürlerin çeşitliliğini anlamak, her bir toplumun kendine özgü ritüellerini, sembollerini ve toplumsal yapısını keşfetmekle başlar. Bir antropolog olarak, her kültürel öğe, bireylerin kimliklerini ve toplulukları nasıl inşa ettiklerini anlamamıza yardımcı olur. Bugün, üzerinde pek durulmayan ama bir o kadar da derin anlamlar taşıyan bir kavramı ele alacağım: Oğul balı. Bu terim, ilk bakışta basit bir gıda maddesi gibi görünse de, kültürel bağlamda oldukça derin izler bırakır. Oğul balının ne anlama geldiği, hangi ritüellerde kullanıldığı ve toplumsal yapılarla nasıl ilişkilendiği, anlamını daha geniş bir çerçevede incelememiz gerektiğini gösteriyor. Oğul Balı Nedir? Oğul…

Mahkeme Resen Tanık Dinleyebilir Mi? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Kelimelerin Gücü ve Anlatıların Dönüştürücü Etkisi Mahkeme resen tanık dinleyebilir mi? sorusu, ilk bakışta hukukî bir soru gibi görünebilir, ancak edebiyat dünyasında bu tür sorular, anlamın ve anlatının sınırlarını zorlama fırsatı sunar. Kelimeler, bir toplumun yapısını inşa etmekten çok daha fazlasıdır. Onlar, tarihsel olayları anlamlandırmamıza, karakterlerin ruh halini kavramamıza ve çatışmaların derinliğini keşfetmemize olanak sağlar. Bir mahkemede, bir tanığın dinlenmesi, adaletin tecellisi açısından hayati önem taşır; fakat edebiyat bağlamında, bu durum bir metnin temalarını, karakterlerinin içsel mücadelelerini ve olay örgüsünü biçimlendiren bir dönüm noktası olabilir. Bir edebiyatçı, hukuk metinlerinin içinde bir…